Herkes hissiyatını bir tarafa bırakıp, fikrini düşüncesini kime ne söyleyeceğini özgürce söylese ne olur?
Mesela ben sayın başbakanıma ve kabin üyelerine şunu söylemek istiyorum.
Ülkemizde hala ahlaklı, ehliyetli, kaliteli insan sayısının çok az olduğunu hepimiz biliyoruz. Hal böyle iken. Çanakkale harbini, Kurtuluş savaşını ikinci kez niye başlatıyoruz?
Hepimiz biliyoruz ki, bu savaşlarda öylesine tükenmiştik ki, ilkokul mezunlarını teğmen, müdür, genel müdür… okuma-yazma bilenleri de öğretmen yapmamış mıydık? Okumuş, meslek sahibi insanların nesli bitmemiş miydi? Ülke bu yüzden geri kalmamış mıdır? Hala da geri kalmaya devam etmiyor mu? Bu geri kalmışlığın bir numaralı sebebi idarecilerin ehliyetsiz oluşu değil midir?
Yaşananlar böyleyken bugün Türkiye de yetişmiş, kendini geliştirmiş, kaliteli, ehliyetli, maneviyatlı ve ahlak düzeyi yüksek olanların büyük bir çoğunluğunu haşhaşı ile tanımlanan bu cemaatin yetiştirdiğine ben inanıyor, milyonların ve sizlerin de inandığını biliyorum. Peki o zaman bu kardeşlerimizi ülke hizmetinde ve kalkınmasında neden değerlendirmiyoruz? Bunu da anlamış değilim!
Eğer bunlar tehlikeli görülüyorsa, tehlikeli olanların sıralamasının en sonunki sırada yer alabileceğine ben inanıyorum.
Sonra eli kalem tutan, maneviyatı ve ahlak düzeyi yüksek olan insanların tehlikeli olduğu nerede görülmüştür? Kanımca Başbakan yanlış bilgilendiriliyor, bana göre tehlike başka koordinatlarda aranmalıdır. Yoksa başbakan her geçen gün itibar kaybedeceğine inanıyorum!
Şoförü kovup muavinle yola çıkılırsa, her zaman felaket an meselesi olur o zaman tarih tekerrür eder.
İş, ehline verilmeli ancak emek de korunmalıdır!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder