2.4.16

Hacı Muhammed Baba

H.Ömer Hüdai >H.Muhammet Baba > H.Mustafa Hayrı Baba > H.Hafız Mustafa Özgür


Hacı Muhammed Baba Hazretleri, Elazığ’ın Hazar gölü kenarındaki Kürk köyünde doğdu. 1929 yılında ölmüştür. İrşad makamı şöyledir

Hocası Hacı Ömer Hüdâî Baba Hazretleri ile nerede ve ne zaman tanıştıkları pek bilinmiyor. Hacı Muhammed Baba Hazretleri, hocasına yakın olması için kendi köyünden Hacı Ömer Hüdâî Baba Hazretlerinin Köğenk köyüne taşınır.

Hacı Ömer Hüdâî Baba baki âleme göçtükten sonra kendisinin manevî hal ve derecesine hiç kimse ulaşamayınca Kurbiyetu’l-Kübra makamı Yemen’de bulunan bir şeyh-i kâmile nasip olur.
Bunun üzerine Hacı Ömer Hüdâî Baba hazretleri, Hacı Muhammed Baba hazretlerine Medine-i Münevvere’ye gidip Resulûllah Sallallahu aleyhi vesellem Efendimizi ziyaret etmesini ve hizmetinde bulunmasını emir ve işaret eder. Bu manevî emir ve tavsiye üzerine Hacı Muhammed Hazretleri derhal Medine’ye gider. Orada yedi yıl kadar mücavir olarak kalır.

Bir gün Ravza-i mutahharaya vasıl olup Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Efendimize:

Hacı Muhammed Baba: Bana ya şeyhimin makamını verin, ya da canımı alın, diye dua eder
Resulullahın şefaatlerine sığınır. Nihayet Cenabı Hakk Celle Celaluhü hazretlerinin lütuf ve keremi, Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin şefaat ve teveccühleri, Pirimiz Abdûlkâdir Geylânî Hazretlerinin himmet ve duaları Hacı Ömer Hüdâî Baba Hazretlerinin makam-ı âlileri Hacı Muhammed Baba hazretlerine ihsan edilir.

Bunun Üzerine Hacı Muhammed Baba Hazretleri Köğenk’e gelip Hacı Ömer Hüdâî Baba hazretlerinin postuna oturup İrşad makamına geçer.  Onun makam-ı İrşada oturmasını hoş karşılamayan diğer halifeler toplanıp onu makamından tard etmek, posttan kaldırmak İsterler

Diğer Halifeler: Hüdâî Baba’nın bir tek halifesi sen misin ki, gelip buraya oturdun. Bu hakkı nereden aldın; sen kendini ne zannediyorsun, gibi sözler sarf ederler.

Ne kadar uğraştıysalar da muvaffak olamadılar.
Yine böyle bir zamanda Hacı Muhammed Baba hazretleri gayet celalli bir halde onlara şöyle der:

Hacı Muhammed Baba:  Kuvvetiniz ve kudretiniz varsa kaldırın beni buradan. Manevî kuvvetiniz varsa, işte ben hazırım, kesin. Sonra da diriltin, diriltebilirseniz. Şayet buna muktedir değilseniz, gelin, ben kesip sonra da dirilteyim!..

O esnada müridandan bazılarına Hacı Muhammed Baba Hazretlerinin makamı malum oldu. Boyun eğip tasdik ettiler.

Bu hadiseden sonra bir daha da kimse gelip kendisini rahatsız etmedi. Hacı Ömer Hüdâî Baba Kaddesallahu Sırruh hazretlerinin müridânının cümlesi kabul edip rızalık gösterdiler.

*********
Hacı Mustafa Hayri Baba Hazretleri der ki:
Bir sebepten dolayı Hocam Hacı Muhammed Baba hazretleriyle beraber bir yere gidiyorduk. Giderken birden durdu, bir tarlaya girdi. Bîr avuç arpa başağı alıp elinde iyice öğüttü. Sonra da “Ya Allah” deyip elindeki ekin kılçıklarını üfledi. Saman parçaları da uçup gözden kayboldular.
Kocatepe-Haymana Harbinin devam ettiği zamanlardı. Ertesi günkü gazetelerde, Kocatepe-Haymana’daki düşman askerlerinin gözlerine ekin kılçıklarının battığı, düşmanın heder olduğu yazılıydı.

*********
Hacı Mustafa Hayri Baba, Hacı Muhammed Baba’nın şöyle buyurduğunu naklediyor:
Hacı Muhammed Baba: Cenabı Hakk Celle Celaluhü Hazretleri ile aramda bulunan yetmiş üç bin perdenin yetmiş iki binini Bi-iznillahi Teala kaldırdım. Birisinin de ibiklerini topladım.
*********
Hacı Mustafa Hayri Baba Hazretleri der ki:
Bazen Hacı Muhammed Baba Hazretlerine sıtmaya müptela olan hastaları getirirler, şifa bulması için Hazreti Allah’a dua etmesini isterlerdi. Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri de gelen adamlara; Saçının dalından bir kıl koparıp verir, onlarda suya koyup içince sıtma hastalığından kurtulurlardı.

*********
Hacı Mustafa Hayri Baba Hazretleri diyor ki:
 Hacı Muhammed Baba hazretleriyle Diyarbakır’dan dönerken bir köye uğradık. Orada bulunan köylülerden birisi Hacı Muhammed Baba Hazretlerine gelerek

Köylü:  Efendim, hanımım ölüm döşeğinde hasta yatıyor. Ölürse çoluk çocuğum Öksüz kalır. Dua buyurun da hastalığından şifa bulsun, diye arz-ı meramda bulundu.

Bunun üzerine Hacı Muhammed Baba Hazretleri hastanın kulağına bazı şeyler okudu. Köyden ayrılıp epey bir müddet gittikten sonra Hacı Muhammed Baba Hazretleri birdenbire durdu:

Hacı Muhammed Baba: Eksik ettik Hayri! Kadıncağızın ömrü ziyâde oldu ama onun İçin rızık talebinde bulunmadık, Yaşar fakat rızık olarak hiç bir şeyden istifade edemez, dedi beni kadının kulağına bir şeyler okumam için köye geri yolladı.

Hacı Mustafa Hayri Baba: Hocam, ne okuyayım? diye sordum.
Hacı Muhammed Baba: Aklına ne gelirse onu oku, dedi. Bende gittim
Hacı Mustafa Hayri Baba: Ya Rabbi, bu kadının rızkını temin buyur, diye dua ettim. Bir de şifâ ayeti okudum. Babanın yanına geldiğim zaman şöyle buyurdu:
Hacı Muhammed Baba: İşte şimdi tamam oldu. Bundan böyle hem yaşar, hem de rızkından istifade eder.

*********
Hacı Mustafa Hayri Baba Hazretleri diyor ki:

Bir gün Elazığ’a yayan gittim. Ayaklarım şişti. Bunu gören arkadaşlar, senin bu halin nedir? dediler Ben de:
At üstünde gezmiş adamım. Bu şeyhte kuvve-i kudsiyye olmasa bu hale gelir miydim, derken Şeyh Hazretleri arkamdan seslendi:
- Seni mi geliyor sanıyorsun. Biz nazar ediyoruz da geliyorsun, dedi ve ilave etti:
- Hanımlarınızı sevdiğiniz kadar bizi sevseniz, sizi Allah’a ulaştırırım…

Hacı Muhammed Baba Hazretleri 1929 yılında dar-ı bekaya vuslat etmişlerdir(Ahirete göçmüş). Kendinden sonra irşad makamına Hacı Mustafa Hayri Baba hazretleri geçmiştir. Köğenk’te mürşidinin yanı basında bulunan nurlu kabirleri, ask ve muhabbet erbabının ziyaretgâhıdır. Ariflerin kâmillerinden ve Kadiriye’nin önde gelen mürşitlerinden olan Hacı Muhammed Baba Hazretleri, Pir Abdûlkâdir Geylânî Hazretlerinin irfan bahçesinde yetişmiş bir gül-i rana idi. O da, mürşidi Hacı Ömer Hüdâî Baba Hazretleri gibi on iki tasavvuf yolundan da irşad makamını ahz etmişti. O’nu koklayan Allah âşıkları, nurlu meclislerine can atıp, O Hazretin hakikat kokusundan zevk almış ve sermest olmuşlardır. Kabirlerinin yanındaki kitabede;
“Saadetle gelen gelsin bu dergâh-ı refi’ sana
Maarif şem’ini yaksın, bu lazımdır her insana “
 Yazılıdır


HAC NASIL YAPILIR?

    1. İhrama girmek(Farz) 2. Tavaf yapmak(F...