![]() |
Hekimoğlu İsmail |
İşte bu
sebepten, her canlı hayatını korumak için çırpınır, kendine göre tedbir alır;
fasulye çubuklara sarılarak yükselir ve yaşar, kedi çevik hareketleri ve
tırnaklarıyla kendini emniyete alır, bukalemun bulunduğu ortamın rengine
bürünür. Kelime olarak dikkat, ihtiyat, önlem, sakınma, tedbir manalarına gelen
temkin, Müslümanlara bakan yönüyle “acele etmeme, bir işin başını-sonunu
düşünerek hareket etme, ihtiyatlı olma” halidir.
Mesela
hayatı korumak farzdır. İşte temkin aynı zamanda bir farzı eda etmek gibidir.
Kendimden misal vereyim, ben tedavi olurken sadece iyileşeyim diye tedavi
olmuyorum, aynı zamanda Allah'ın emri olduğu için tedavi oluyorum. Diğer yandan
çalışmalarıma devam edebilmek için tedbir alıyorum.
İnsan
hayatında temkinli olmak, tedbir almak çok önemlidir; plânlı, programlı hareket
etmek sağlıklı adımlar atmamıza, kötü neticelerden korunmamıza vesile olur.
Çünkü insanın haricî ve dâhilî pek çok düşmanı vardır. Temkinden gaye,
felâketlerin sayısını azaltmaktır, kendimizi kazalardan, hastalıklardan,
haramlardan korumaktır. Yoksa çocuk çamaşır suyunu içmiş, kapkaççı çantayı
çalmış, köpek çocuğu ısırmış, kedinin tüyleri çocuğun midesinde yumak olmuş,
saçaktaki buz başına düşmüş, sobadan çıkan gazla zehirlenmiş, arabayla kaza
yapmış... vesaire temkinli olmamanın sonuçlarıdır ekseri. Onun için insan
kendisini temkinli olmaya, her hadisede iyice düşünüp sonra karar vermeye
alıştırmalı. Felâketlerin sayısı ancak böyle azaltılabilir.
Peygamber
Efendimiz (sas) de bu konuya önem vermiş, sefere çıkmadan önce keşif kolları
çıkararak yolu kontrol ettirmiştir. Aynı şekilde Uhud Savaşı öncesi önemli bir
konumu olan Ayneyn geçidine elli okçu yerleştirip, onlara savaşın sonucu ne
olursa olsun, yerlerini terk etmemelerini buyurması, Peygamberimiz (sav)'in
temkine ve tedbirli olmaya verdiği önemi gösterir.
Felaketleri
Allah göndermiyor; tarlasının arklarını yapmayan çiftçi, rahmete felaket
diyebiliyor. Mesela haberlerde diyor ki: “Türkiye, madenlerde yaşanan ölümlerde
dünya sıralamasının en üstlerinde yer alıyor.” Demek buradaki işletmelerde
gerekli tedbir alınmıyor. İnsan hangi konuda temkini elden bırakmışsa sonu kötü
olmuştur.
Bir
misal daha vereyim; haram, ibadetlere manidir. Bir adamın elbisesinde,
yediğinde, giydiğinde haram varsa, o adamın canı ibadet etmek istemez. “Yahu
yapamıyorum!” der, hüngür hüngür ağlar. Öyleyse, haramlardan sakınmak ve harama
bulaşmamak için de temkinli olmak gerekir; kahvehanelerden, meyhanelerden,
kumarhanelerden... Her türlü zillethaneden uzak durmak tedbirdir.
Günümüzde
insanlar, dünyevî menfaatlerine azıcık zarar gelse canavar kesiliyorlar. Peki
ya maneviyata zarar verenler?
İnsan
ancak aklıyla kendini korursa korur; hırsıza, hayduta karşı malımızı, paramızı
korumak için tedbir aldığımız gibi manevî hayatımıza zarar verenlere karşı da
aslan kesilmeli, iman ve takva silahı ile kendimizi korumalıyız.
Nasıl
ki her yazdan sonra kış gelir; hesapları kışa göre yapmak, planlı olmak
gerekir. Yine yaz gelirse ‘bahtımıza' der, seviniriz ama kış gelirse hazırlıklı
olmuş oluruz.
Ve
mademki temkin, aklın alametidir, akıllı olan temkinli olur ve ona göre
tedbirini alır.
Temkinli
Müslüman'ın tedbiri de dünyadayken, Âlem-i Berzah kışı ve ahiret âlemi için
hazırlık yapmaktır.